NASIL PSİKOLOG OLDUM?
Meraklı ve okumayı seven bir çocuktum. Erken yaşlarda, öğretmen olan ablamın da etkisiyle Rus ve Batı Klasik Romanlarıyla tanışmıştım. Aslında ablamın etkisiyle sözü biraz zayıf kalıyor. Olay daha çok şöyle gelişmişti:) “Cebinde on liran var. Karnın aç ve ekmek almak istiyorsun ama kitap da alman gerek. Hangisini tercih edersin? Yanıtı da kendisi verirdi; “Tabi ki kitap almayı:)” Böylece yatılı okuduğum lisenin izin saatlerinde kitapçı gezen bir çocuk olmuştum, -sanırım lise ikinci sınıftı- Bu günlerin birinde, bütün hayatıma yön verecek kararı almama neden olan işte bu kitaba rastladım!!!
İNSANAT BAHÇESİ” YAZAR: DESMOND MORRİS/
“Kendini kalabalık şehirlere hapsetmiş çağdaş insanın doğasına aykırı davranışları gün geçtikçe artmakta. Vahşi hayvanlar, doğal koşullar altında birbirlerini yaralamaz, yavrularına saldırmaz, mide ülserinden kıvranmaz, cinsel ihtiyaçlarını kendi kendine tatmin etmeye kalkmazlar. Ama Hayvanat Bahçesi’nin kafesleri ardına konulduklarında bu tür davranış bozuklukları gösterirler. Geçmişimizi bilmeden geleceğimizi denetleyemeyiz.”

Kitabın ana fikri bu kısa anlatımla özetlenebilir. Çook ama çok etkilenmiştim! Çünkü, insana dair gerçeği öğrenmek istiyordum! O günlerde bir çok meslek aklımdan geçiyor, nasıl bir meslek seçmek istediğimi düşünüp duruyordum elbette. Ve elbette Hukukçu tanıdıkların, “bu çocuğu Hukukçu yapmazsan hakkımızı helal etmeyiz, Hüseyin amca” sözlerinden etkilenmiş olan babam, akıl vermeyi sevmediğinden cılız bir sesle ara ara Hukuk okumamı dile getiriyordu:)) Böylece ben de her eğitime istekli çocuk gibi bu baskıdan az da olsa nasibimi almıştım. Morris’in hayvan davranışlarını gözlemleyerek, insan davranışlarını anlamaya çalışan bir bilim insanı olduğunu öğrendim. Bu bilgi beni psikolojiyi tanımaya ve insan davranışlarını analiz eden ve davranış bozukluklarının tedavisi ile ilgilenen bir meslek olarak “klinik psikoloji”‘nin varlığından haberdar olmaya kadar götürmüştü. İnsana dair gerçeği bilmek istiyordum. Bunun için Klinik Psikolog ve terapist olmaya karar verdim. lisans eğitimim bitmiş ve Hacettepe Üniversitesinde uygulamalı klinik psikoloji yüksek lisansını zorlayıcı bir sınavın ardından kazanmıştım. Nihayet hayranlık duyduğum Prof. Dr. Işık SAVAŞIR hocamdan alacağımız psikoterapi uygulamalı ders başlamıştı. İlk dersimizde Işık Hoca giriş konuşması sırasında, TERAPİST KİMDİR? diye sordu. Daha sonra da kendisi yanıtı verdi. “TERAPİST, GERÇEĞİN TEMSİLCİSİDİR.”
İNSANA DAİR GERÇEĞİN…Daha sonra gerçekle ilgili şu etkileyici sözü öğrendim. “GERÇEK SİZİ SERBEST BIRAKIR” Buradan yola çıkarak şunu söyleyebilirim; Psikoterapi, gerçeği aradığımız ve gerçekçi düşünmeyi öğrenerek, psikolojik sağlığı oluşturmanızı hedeflediğimiz ortak bir çalışmadır.
s. gül